Paul Badura-Skoda & Orchestra’Sion

19 Eylül 2015 19:30

Şef: Orçun Orçunsel
Solist: Paul Badura-Skoda (Piyano)
Konzertmeister: Oleksandr Samoylenko

PROGRAM :

  • Ludwig van Beethoven : Senfoni No.2 op.36 Re Majör
    * Adagio molto - Allegro con brio
    * Larghetto
    * Scherzo: Allegro
    * Allegro molto

*** ARA ***

  • Ludwig van Beethoven : Piyano Konçertosu No.5 op.73 Mi bemol Majör «İmparator»
    * Allegro
    * Adagio un poco mosso
    * Rondo: Allegro

Paul Badura-Skoda, piyano

Paul Badura-Skoda bir simgedir. Viyana geleneğinin prestijli geçmişinin kazanımlarını müzik biliminin en son ve önemli keşifleriyle karşılaştırarak üstlenen hâlihazırdaki en ünlü temsilcisidir. Ayrıca, Edwin Fischer ve Wilhelm Furtwängler’in kişisel parlaklık ve zamanımızda eşi olmayan bir yaklaşım tazeliği ile canlandırılmış olan mirasçısıdır.

Paul Badura-Skoda sıra dışı bir kariyere sahiptir. Bu kariyer, medyanın etkilerinin henüz yaşanmadığı bir dönemde, konser turlarıyla plak kayıtlarında yeni tekniklerin sunduğu olanakların ittifak kurmasıyla başladı. Sanatçı plağı bir tanıtım aracı olarak kullandı. Amerikalı plak severlerinin ’klasikler’ repertuvarına ilgisi Badura-Skoda’nın plaklarıyla olmuştur. (Kastedilen Viyana Klasik Dönemi’nin müziğidir.) Genç müzisyenin Carnegie Hall’deki ilk konserinde kapalı gişe çalması onlar sayesinde olmuştur.

Paul Badura-Skoda’nın kariyerinde izlediği yol üzerinde durmaya değer. Edwin Fischer’in öğrencisiyken, kısa zamanda asistanı olur. 50’li yıllar döneminde, partnerleri Furtwängler, Karajan, Scherchen, Krips, Schuricht, Kubelik’tir. Yani Badura-Skoda Viyana’da iyice oturmuş bir gelenekten gelmektedir. Oysa sanatçının gelişmesi onu, ilk dinleyicilerini cezbettiği o tutkulu şiirinden hiç bir şey eksiltmeksizin, görüşlerini eserlere biçim ve ruh açısından artan bir sadakat yönünde değiştiren iki paralel yola yönlendirecektir. Bu ilk başta, müzik bilimidir. O dönemde elde bulunan metinler hata kaynadığından, Badura-Skoda el yazısı metinleri ve orijinal baskıları incelemeye başlar. Kütüphanelerde unutulmuş partisyonlar bulur, özel dergilerde makaleler yayınlar, « URTEXT» baskılar gerçekleştirir, Mozart ve Bach hakkında belgeli çalışmalar kaleme alır. Ancak, adının yorumlama tarihinin çok önemli bir aşamasıyla birlikte anılmasına neden olan en önemli inisiyatiflerinden biri, 1948 yılında zamanın müzik aletlerini keşfetmesidir.

Paul Badura-Skoda’nın yeteneğinin ortaya çıktığı repertuvar çok geniştir. Duyarlılık ve zarafetin en üst noktaya ulaştığı Viyanalı besteciler onun müzik dünyasının kalbindedir. Scarlatti’den çağdaş müziğe, yabancı olduğu eser yok gibidir. Brahms, Berg, Bartok, Debussy, Ravel ona gayet tanıdık gelir ve eserlerini sıcak, duygulandırıcı ve örnek bir biçimde icra eder. Badura-Skoda’nın müzikal hümanizması ve maneviyatı, Frank Martin ile karşılaştığında olağandışı bir muhatap bulmuştur; dostlukları iki eserin ithaf edilmesiyle somutlaşmıştır; Piyano ve Orkestra için 2. Konçerto (1970), ardından Flamenko ritimleri üzerine Fantezi (1974)

Yorumcu aynı zamanda bestecidir; zamanının dilinde yazılmış orijinal eserlerin yanında, Schubert veya Mozart’ın örneğin ünlü (sol el için yazılmış olduğundan bir kısmı eksik olan olan) Taç Giyme Töreni Konçertosu gibi bitmemiş eserlerini de tamamlamıştır. Sanatçı ayrıca Mozart ve Haydn konçertoları için kadans ve süsleme de yazmıştır. (Vienne, Doblinger)

Ve nihayet bir öğretmen olarak, otorite sahibidir. Dikkate değer bir pedagoji yeteneğine sahip olup büyük geleneğin ruhunu coşkuyla aktarmakta ve gençlere büyük sırların başlangıcını öğretmektedir: “Müzik çalmadan önce, güzel bir ses hayal etmek gerekir ve güzel bir sesin ne olduğunu öğrenmek için, büyük piyanistleri dinlemek gerekir. Cortot’yu dinleyin: piyanoya hiç vurmazdı. Çok farklı teknikleri olmasına rağmen, büyük piyanistler, Cortot, Kempff, Horowitz, aynı yöntemi kullanır: Melodiyi çalmak için büyük baskı uygularlar, parmaklar klavyeye çok yakındır ancak asla vurmazlar”.

Orchestra’Sion

Orchestra’Sion’un ortaya çıkmasında genç bir orkestra şefi ve piyanist ile kapılarını ve eğitimini müziğe açmak isteyen Frankofon bir kurumun bir araya gelmesi rol oynamıştır.

Notre Dame de Sion’un desteği ve daimî şefi olan Orçun Orçunsel’in girişimi ile kurulan NDS Oda Orkestrası, ilk konserlerini 2008 yılında verdi. Konserlerin başarısından, müzisyenlerinin coşku ve yeteneğinden, sanatseverlerin desteğinden cesaret bulan NDS Oda Orkestrası, «Orchestra’Sion» adını 2010 yılında resmen aldı.
Başta Konzertmeister Rüstem Mustafa olmak üzere, seçkin ve profesyonel genç
müzisyenlerden oluşan orkestra; oda müziğinden senfonik orkestraya genişleyen kadrosuyla,Türkiye’nin en ilginç repertuvarına sahip orkestrası olarak kültür sanat yaşamındaki yerini almıştır. 2012 yılında Jean-Jacques Rousseau’nun 300. Doğum Yıldönümü Etkinlikleri kapsamında, sanatçının hem yazıp hem müziklerini bestelediği «Köyün Kâhini» operasının Türkiye’deki ilk seslendirilişini ünlü Fransız barok topluluğu «Les Paladins» ile birlikte gerçekleştirmiş ve konserin kaydı cd olarak dinleyiciye sunulmuştur.

Alışılmış orkestra eserlerinin yanı sıra, Orçun Orçunsel’in düzenlemeleriyle başka
orkestralarda bulunmayan bir renge sahip olan Orchestra’Sion, bugüne dek Andrei Gavrilov, Dimiri Ashkenazy, Ayşegül Sarıca, Ali Poyrazoğlu, Borusan Quartet, Toros Can, Bülent Evcil, Özcan Ulucan, Cihat Aşkın gibi Türkiye’nin ve dünyanın en önde gelen sanatçılarını, İstanbul’daki müzikseverlerle buluşturmuş bir topluluk olarak konser yaşamını sürdürmektedir.

Orçun Orçunsel - Orkestra Şefi

İstanbul’da doğdu, 4 yaşında İ.Ü.Konservatuvarında piyano çalışmalarına başladı ve 2004’te MSGSÜDK Piyano Bölümünden Zeynep Yamantürk ile çalışarak mezun oldu. Ali Darmar ve Ayşegül Sarıca ile çalışmalarının yanı sıra, Stephen Kovacevich’in çalıştaylarına katıldı. 2007’de Salzburg Yaz Akademisinde K.H.Kammerling ile çalıştı.

Kompozisyon çalışmalarına 8 yaşında başlamış, bu yönde kendini geliştirmiştir.

Orkestra şefliği çalışmalarına Gürer Aykal ile başlayan Orçunsel, 2007 yılından itibaren DESO, CRR Senfoni Orkestrası, Antalya ve İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası, Mersin Oda Orkestrası ve Budapeşte Radyo Senfoni Orkestrası’nı yönetmiştir.

2008’den bu yana, İstanbul’da kurmuş olduğu Orchestra’Sion ile düzenli konserler veren Orçun Orçunsel, bu orkestranın daimi şefliğini ve Genel Sanat Yönetmenliğini yapmaktadır. Orchestra’Sion ile Mahler 4. Senfoni’nin oda orkestrası versiyonu gibi eserlerin Türkiye’deki ilk seslendirilişini yapan Orçunsel, bir yandan bu orkestra ile dünya çapındaki büyük virtüözleri ağırlamaya devam etmekte, konuk şef olarak davet aldığı orkestraları yönetmekte, kompozisyon çalışmaları, düzenlemeler ve film müzikleri yapmakta, aynı zamanda da konser piyanisti olarak kariyerini sürdürmektedir.
kestrası, ADSO, İDSO
Depuis 2008, Orçun Orçunsel est le chef permanent et le directeur artistique d’Orchestra’Sion.