Paris’te Bir Padişah, İstanbul’da Bir İmparatoriçe: İmparatorluk Politikaları ve Uluslararası Bağlam, 1867-1869

22 Şubat 2020 14:00 - 16:30

Paris’te Bir Padişah, İstanbul’da Bir İmparatoriçe: İmparatorluk Politikaları ve Uluslararası Bağlam, 1867-1869

Fransız Enstitüsü ve İsis Yayınları iş birliği ile, Yuvarlak Masa Toplantısı

PROGRAM:

1. Aylin KOÇUNYAN: Sultan Abdülaziz’in Avrupa Seyahati ve Bu Seyahatin İç Politika Üzerine Yansımaları

1861 yılında tahta çıkan Sultan Abdülaziz (1830-1876), Avrupa’ya ve imparatorluğun dışına seyahat eden ilk padişah oldu. Sultan Abdülaziz’in 1863’teki Mısır yolculuğu akabinde 1867 yılında çıktığı Avrupa seyahati, Tanzimat döneminde Osmanlı toplumunda reform ruhunu pekiştirdiği ölçüde seleflerinin gerçekleştirdiği seyahatlerle belli bir devamlılık arz ediyordu. Bu seyahat, Osmanlı İmparatorluğu’nun geleneksel müttefikleri Fransa ve İngiltere’nin desteğini pekiştirmek ve Avrupa’daki başarılı örneklerden ilham alarak daha kapsamlı ve daha etkin reformlar gerçekleştirmek amacıyla Sadrazam Âli Paşa hükûmetinin getirdiği bir önerdiydi. Ayrıca seleflerinin Osmanlı sınırlarında gerçekleştirdiği yolculuklar esnasında olduğu gibi, padişahın geri dönüş yolunda uğradığı imparatorluk topraklarında düzenlenen şenlikler, yerel halkı ortak bir reform ideali etrafında birleştiriyordu. Bu çalışma, padişahın Avrupa seyahatini Avrupai ve özellikle de Fransız kurumlarının Osmanlı bağlamındaki etkisi çerçevesinde irdeleyecek.

Aylin Koçunyan, doktorasını 2013 yılında Floransa’daki European University Institute’da savunmuştur. Negotiating the Ottoman Constitution, 1839-1876 başlıklı tezi, 2018’de Peeters tarafından yayımlanmıştır. Notre-Dame de Sion Fransız Lisesinde sergi komiseri olarak çalışan Koçunyan, aynı zamanda Bilgi Üniversitesinde dersler vermekte ve 19. yüzyıl Osmanlı İmparatorluğu’nda hukuk bilgisinin üretimi konusunda çalışmalarını sürdürmektedir.


2. Sinan KUNERALP: Osmanlı Gözüyle İkinci İmparatorluğun Doğu Politikası

Napolyon İmparatorluğunun çöküşünün ertesinde, Fransız dostu Sadrazam Âli Paşa, III. Napolyon’un Doğu politikası hakkında pek de dostane olmayan bir bilanço çıkarıyordu. Osmanlı’nın Paris büyükelçisi Cemil Paşa’ya yolladığı özel bir mektupta, sadrazam şunları yazıyordu: “Ölüm marşı çalınan bu Kırım Savaşı’na bizim için girişilmedi. Paris Antlaşması’nın imzalanışının ertesinde Fransa’nın Ruslara hoş görünmek için bize karşı entrika çevirmeye başladığını herkes biliyor. Bu antlaşmanın baltalanan tarafları varsa, Rusların hoşlarına gitmeyen kısımlarını ifşa etmeye yönelik St. Peterburg Hükûmeti’ni cesaretlendiren bir etken varsa, tüm bunları Napolyon İmparatorluğu’nun bilinçsiz ve hatta daha ziyade vefasız politikasına borçluyuz. Benim nacizane fikrim, Fransa’nın ulusların gözündeki saygınlığını ve sempatisini bunları kaybetmesine neden olandan tamamen farklı bir yön izleyerek kazanabileceğidir. Daha mütevazı bir siyaset, daha az küstah bir dil, onu yakında kamuoyu ile barıştıracaktır.”
Bu metinden yola çıkarak, sunum, Osmanlı gözüyle ikili ilişkilerin on beş yılını ana hatlarıyla değerlendirmeyi amaçlıyor.

İsis Yayınları Müdürü Sinan Kuneralp, 19. yüzyıl Osmanlı diplomasi tarihi uzmanıdır.




ARA

3. Yves BRULEY: III. Napolyon ve Osmanlı İmparatorluğu: Türk-Fransız İlişkilerinin Doruk Noktası mı?

Louis-Philippe döneminde olduğundan daha olumlu, III. Cumhuriyet döneminde olacağından daha yapıcı ve çok aktif bir Türk-Fransız diplomasisi, Osmanlı İmparatorluğu için o denli önemli olan İkinci İmparatorluğun yirmi yılına (1852-1870) damgasını vurur. III. Napolyon’un dış siyaseti, Osmanlı İmparatorluğu’nu Avrupa Konseri’ne; bir başka deyişle Rusya veya İngiltere’nin tekelci etkisi altına girmesini engellemek için onu dönemin çok taraflı diplomasisine dâhil eder. Fransa, “Doğu Sorunu”nun ikili antlaşmalarla değil; tüm büyük güçler tarafından topluca ele alınması gerektiği fikrini savunur. Bu düşünce, Kırım Savaşı ve 1856’daki Paris Kongresi’nin derin anlamıdır. III. Napolyon da sonuna kadar bu çizgide kalır. Böylelikle farklı krizlerde (Romanya, Lübnan, Süez) bile çizgisini değiştirmeyerek, Fransız diplomasisine imparatorluğun modernleşmesi lehinde İstanbul’da aktif bir rol oynamasına olanak tanır. Bu politika, İmparatoriçe Eugénie’nin 1869 yılındaki ziyareti ile doruk noktasına ulaşır.

1969 doğumlu tarih doktoru Yves Bruley, Ecole Pratique des Hautes Etudes’e bağlı öğretim üyesi olarak Sorbonne Üniversitesinde on dokuzuncu yüzyıl uluslararası ilişkiler tarihi üzerine dersler vermektedir. On dokuzuncu yüzyıl Fransız diplomasisi üzerine pek çok yayın kaleme almıştır: Le Quai d’Orsay impérial. Histoire du ministère des Affaires étrangères sous Napoléon III (2012) ; La diplomatie du Sphinx. Napoléon III et sa politique internationale (2015) ; Diplomaties au temps de Napoléon (direction d’ouvrage, 2014). Ayrıca Institut de France’ın kançılarının danışmanıdır.

4. Philip MANSEL: İmparatoriçenin Seyahati: Uluslararası Bağlam

Osmanlı İmparatorluğu ile Mısır’daki Fransız etkisini kıskanan İngiliz Hükûmeti, Süveyş Kanalı’na muhalefet eder. Ancak İstanbul ve Mısır’da Londra’nın bakış açısını yansıtabilecek yeterli sayıda İngiliz diplomat ve gazeteci vardır. Ayrıca Avusturya-Macaristan İmparatoru Franz Joseph’in İstanbul ve İsmâiliyye mektupları da uluslararası bağlamı açıklamaktadır. İmparatoriçenin buharlı yatla seyahati ve Osmanlı Sultanı ile Mısır Hidivi’ne yaptığı resmî ziyaretler, 19. yüzyılda saray yaşamının modernleştiği ve uluslararası bir boyut kazandığına ek bir kanıt teşkil ettiği gibi diplomasi ve Süveyş Kanalı gibi büyük iktisadi projelerde merkezî bir rol oynadığını da gösteriyor.

Tarihçi Philip Mansel, Fransa ve Ortadoğu uzmanıdır. Fransızcaya çevrilmiş kitapları arasında, 18. Louis (1982) ve Prens de Ligne’in (1992) biyografileri, Osmanlı İmparatorluğu Başkenti İstanbul’un Tarihi (1997) ve Avrupa Başkenti Paris (2002) yer almaktadır. Society for Court Studies (www.courtstudies.org) ile Doğu Akdeniz’in tarih ve kültürlerini inceleyen Levantine Heritage Foundation’ın (www.levantineheritage.com) kurucularından biridir. Mansel, Fransa Kültür Bakanlığı’nın Sanat ve Edebiyat Şövalyelik Nişanı sahibi ve Versailles Şatosu Araştırma Merkezi Bilim Kurulu’nun başkanıdır. En güncel kitapları arasında, Levant (2010), İzmir, İskenderiye ve Beyrut’un Bir Tarihi ile Dünya Kralı 14. Louis (2019) yer almaktadır. Bu son kitap 2020 yılında Fransızcaya çevrilecektir.

Yuvarlak masa toplantısının moderatörlüğünü Éric Anceau üstleniyor.

On dokuzuncu yüzyıl Fransa ve Avrupa tarihi uzmanı Éric Anceau, Sorbonne Üniversitesi öğretim üyesidir. Kaleme aldığı yirmiye yakın yayın arasında şunlar sayılabilir : Napoléon III, Un Saint-Simon à cheval (Tallandier, 2008 ve 2012), L’Empire libéral (SPM, 2017, 2 cilt), Qu’est-ce qu’une nation en Europe ? (Henri Temple ile birlikte, Sorbonne Université Presses, 2018) ve Ils ont fait et défait le Second Empire (Tallandier, 2019). Ayrıca Histoire Economie et Société adlı bilimsel derginin genel yayın yönetmeni yardımcısıdır. Siyaset ve parlemento tarihi hakkında çalışan Comité d’histoire politique et parlementaire adlı komitenin başkan yardımcısı ve Avrupa’nın yeni bir tarihini yazmaya yönelik LabEx EHNE araştırma laboratuvarının siyasi ekseni sorumlusudur.

Yuvarlak masa toplantısı, simultane Türkçe çeviri eşliğinde, Fransızca gerçekleşecektir.

Çeviriden faydalanmak isteyen dinleyicilerin akıllı telefon (android/IOS) veya tabletlerine ücretsiz olarak Appaudio uygulamalarını indirmeleri ve kulaklıklarını getirmeleri gerekmektedir.