Orhan Kemal Müzesi Gezisi

ORHAN KEMALZESİ GEZİSİ

10 Mayıs 2012 günü, Hazırlık D sınıfı olarak, Türkçe dersinde okuduğumuz Baba Evi romanının yazarı Orhan Kemal’in anısına Cihangir’de kurulmuş olan Orhan Kemal Müzesi’ni ziyaret ettik.Ve orada yazarın en küçük oğlu Işık Öğütçü, bize Orhan Kemal ile ilgili, kitaplardan öğrenemeyeceğimiz birçok şey anlattı.

15 Eylül 1914’te Adana Ceyhan’da doğan ve asıl adı Mehmet Raşit Öğütçü olan yazarımız, ailesinin Suriye’ye göç etmesi üzerine ortaokul son sınıfta öğrenimini yarım bırakmak zorunda kalmış ve hayatın önüne çıkardığı her türlü engel ve acıya karşın, tüm bunlardan beslenerek yazmaktan hiçbir zaman vazgeçmemiştir. Yazarın kitapları birçok dile çevrilmiş ve çeviriden kaynaklanan anlam kayıplarına rağmen her seviyedeki ve yaştaki okuyucu etkilemeyi başarmıştır. Bu, Orhan Kemal’in edebiyat anlayışının evrensel olduğunu göstermektedir.

O, hayatın içinden satırlarla okuyucuyu eserin içine çeker. Hiçbir kitabında ırk, dil, din cinsiyet ayrımı yapmamıştır yani ötekileştirme yoktur. Orhan Kemal, pek çok mesajı size hissettirmeden verir. Ayrıca Işık Bey’e göre, bir Orhan Kemal kitabını yıllar sonra tekrar okuduğunuzda, kitap size yepyeni şeyler katabilir.

Gezimize dönersek, önce müzeyi gezdik ve fotoğraflar çektik. 1997 yılında yazarın ailesi tarafından satın alınmış binanın giriş katı, Orhan Kemal fotoğrafları, çeşitli eşyaları ve kitapların ilk basımlarıyla bir müzeye dönüştürülmüş. Daha sonra Işık Öğütçü’den oğul Orhan Kemal’i, baba Orhan Kemal’i ve yazar Orhan Kemal’i dinledik. Hapishane günlerini, Nazım Hikmet’le Bursa Cezaevi’nde başlayıp yıllara yayılan dostluğunu, büyük şairden nasıl feyz aldığını; parasızlık çekse bile inançlarından, dünya görüşünden nasıl taviz vermediğini; kazandığı ilk ciddi meblağla Basınköy’de ilk evini aldığını soluksuz bir biçimde dinledik Işık Öğütçü’den.

Sonra biz sorular sorduk, o yanıtladı. Neden Baba Evi’ni sevdiğimizi anlattık; insana dair olan her şeyi bu kitapta bulduğumuzu dile getirdik. Azınlıklara, kadına şiddete dair bizim bu kitaptan neler çıkardığımızı söyleyip, Orhan Kemal’in bu mevzularla ilgili düşüncelerini, tespitlerini sorduk oğul Işık Öğütçü’ye. O da büyük bir coşkuyla paylaştı bizimle saptamalarını. Işık Bey, son olarak sözlerine Orhan Kemal’i keşfetmeye devam ettiğini ekledi. Babasına ait hiç bilmediği eserleri, gazetelerde tefrika edildiği köşelerden bulup çıkardığını ve yayına hazırladığını söyledi. Bu geziden sonra anladık ki, Orhan Kemal henüz sadece kapağı aralanmış bir hazine...

Ardından müzenin altında yer alan İkbâl Kahvesi ve Kitabevi’ne inerek, Orhan Kemal kitaplarından satın aldık. Eminiz ki onları da Baba Evi gibi soluksuz okuyacağız. Işık Öğütçü’ye teşekkür ederek okulumuza doğru yürümeye başladık. Yolda soluklanarak bir şeyler atıştırdık ve güle oynaya okulumuza geri döndük.

Bu tür etkinliklerin tekrarlanmasını diliyor ve Türkçe öğretmenimize teşekkür ediyoruz.

Hazırlık D sınıfı adına Ezgi Gizem ÇAĞATAY ve Ayşesu BAKIRTAŞ