NDS 2016 Edebiyat Ödülü’nü kazanan Maylis de Kerangal, NDS öğrencileriyle buluştu

NDS 2016 Edebiyat Ödülü’nü kazanan Maylis de Kerangal, NDS öğrencileriyle buluştu Maylis de Kerangal’in 6 Mayıs’ta “Yaşayanı Onarmak” adlı romanı için Fransız Sarayı’nda kendisine verilecek olan Edebiyat Ödülü’nü almak üzere İstanbul’a gelişi vesilesiyle Türk Dili ve Edebiyatı öğretmeni Müjgan Aral tarafından 10. ve 11. sınıflar ve Edebiyat Ödülü Liseliler Jürisi üyesi Hazırlık ve 9. sınıf öğrencileriyle bir buluşma düzenlendi.

Bu sıcak buluşma öğrencilerin yazara sorular sorma ve kendisi hakkında daha iyi bilgi edinme fırsatı oldu.

Böylelikle, öğrenciler yazarın yazmaya başlamadan önce gençler için kitap yayıncılığı yaptığını ve ilk kitabını 28-29 yaşlarında yazdığını öğrendiler.

Maylis de Kerangal için bir romanı yazmaya başlama sürecini tetikleyen hep güncel bir olay, bir buluşma olmuş… Aslında başka bir kitap yazmaya başlamış ancak yakın bir kişinin ani ölümü kendisi için bir şok oluşturduğundan başladığı kitaba devam etmek mümkün olmamış. Bu vefattan birkaç ay sonra “Yaşayanı Onarmak” adlı romanına başlamış ve kitabı yazmayı bir yıl içerisinde bitirmiş. Başlangıçta biraz ağır ilerleyen kitabın son iki-üç ayı (günde 10 saat yazmak suretiyle) çok yoğun geçmiş. Öykü hayal ürünü olsa da bazı bölümleri gerçeklerden alınmıştır.

Yazar daha önce ne organ nakli, ne de organ bağışı konusunda hiç bir şey bilmezken ilgili tıbbî ortamda çok araştırmalar yapmış, aralarında özellikle organ nakli koordinatörü Thomas’ın da bulunduğu çok sayıda kişiyle görüşmüştür. Romandaki karakterlerden biri olan Thomas gerçekten var olan bir kişidir. Yazar, kalp nakli gerçekleştirilen bir ameliyat odasında da bir gece geçirmiştir.

Kendisine NDS’ninki dışında on farklı edebiyat ödülü kazandıran romanının başlığı ise Çehov’un bir piyesinin sonundaki bir yanıttan alınmıştır; burada karşılıklı konuşmakta olan iki kişi birbirlerine ne yapmalı “ölüleri gömmeli, yaşayanları da onarmalı mı?” diye sormaktadır.

Maylis de Kerangal karakterlerinin adını koymadan yazıya başlamadığını söylüyor. Fransa’da isimlerin bir anlamı yoktur, ancak kendisi için anlamları varmış.

Yazarın yazılarını yazmak için evinin dışında özellikle bu iş için bir mekânı varmış. Yazar için süreç şöyle işliyormuş: Başlama aşaması yavaş oluyor, (çalışmaya başlamadan bir-iki saat önce) yerleşiyor, kahve ve sigara içiyor, e-postalar gönderiyor, bazı bölümleri tekrar okuyor sonra da müzik listesindeki parçaları dinleyerek yazmaya başlıyor.

Kitabı beklenmeyen bir tıbbî etki yapmış, bu çevrede büyük bir ilgiyle karşılanmıştır. Organ bağışı yapan aileler onunla irtibata geçmiş, tıp konferanslarına konuşmacı olarak davet edilmiştir.

Romanından hareketle gerçekleştirilen bir film 26 Ekim’de Fransa’da gösterime girecektir. Kendisi filmi Türkiye’ye gelmeden üç gün önce görme olanağı bulmuş. Ayrıca kitabın iki de tiyatro uyarlaması yapılmıştır.

Buluşma, “Yaşayanı Onarmak” adlı kitabı okuyunca çok etkilenen bazı öğrencilerin yazarla sohbet etmeleriyle son buldu.