Müdür Yann de Lansalut’nün Konuşması 14/05/2010

NOTRE DAME DE SION FRANSIZSESİ MÜDÜRÜ
YANN DE LANSALUT’ NÜN KONUŞMASI

14 Mayıs 2010

Sayın Bakan, Sayın Büyükelçi, Sayın Başkonsolos, Değerli Sylvie Germain, Değerli misafirler,

Sözlerime Notre Dame de Sion eğitim kadrosu ve şahsım adına, 2010 Edebiyat Ödülünün Sayın Sylvie Germain’e verilmesi için düzenlenen bu güzel ve anlamlı törenin Fransız Sarayında yapılmasından, sizleri burada ağırlamaktan çok büyük onur ve mutluluk duyduğumuzu belirterek başlamak istiyorum.

Sayın Bakan,

Türkiye’deki kültür etkinliklerimize katılan ve destek veren Sayın Büyükelçimiz ve elçilik görevlilerinin yanında, sizin ve Kültür İşleri Bölge Müdürlerinin de burada bulunuyor olması, bizi ayrıca onurlandırıyor. Yetkili kişilerin yaklaşımlarıyla bu tür etkinlikleri düzenlemenin güçlüklerini her zaman kolayca aşıyoruz; bu ilgi ve destek için çok teşekkür ederiz.

Bugün sanat ve kültür alanındaki etkinliklerimizin gerçekleştirilmesi ve aralıksız sürdürülebilmesi, büyük ölçüde Büyükelçiliğimizin sanata saygılı ve destekleyici yaklaşımlarıyla açıklanabilir. Ayrıca Fransız Kültür Derneği ve Fransız Anadolu Araştırmaları Merkeziyle kurduğumuz yakın ilişkilerin de bu sanatsal etkinliklere çok büyük katkıları olmaktadır.

Sayın Büyükelçi,

Kültürel etkinliklerimize gösterdiğiniz ilgi, Türk dostlarımız için de yüreklendirici olmuştur. Lisemizin, İstanbul Ticaret Odası, Kırmızı Yayınları ve bazı basın kuruluşlarının desteğiyle düzenlediği, açılışı 10 Mayıs Pazartesi günü yapılan Pierre Loti Sergisi bunun bir kanıtıdır.

Notre Dame de Sion ödülü bildiğiniz gibi bir yıl Türkçe yazan bir yazara, ertesi yıl eseri Fransızcadan Türkçeye çevrilen bir Fransız yazara verilmektedir. Ödülün amacı, Fransızca konuşulan ülkelerle Türkiye arasında kültürel bağlantılar kurulmasına katkıda bulunmaktır.

Yeri gelmişken, geçen yıl bu ödülü alan ve bu akşamki törene katılmasından mutluluk duyduğumuz yazar Gürsel Korat’ı da selamlamak isterim.

Değerli Sylvie Germain,

Jüri Başkanı Sayın Tomris Alpay jürinin kararını açıkladığında kendi adıma bundan büyük bir mutluluk duydum.

Yazdıklarınızla, dünyanın ve yaşamın bilinmeyen derinliklerini, insanlık tarihinin önlenemez felaketlerini, kendimizi asla aldatmadan keşfetmemize yardımcı oluyorsunuz. Sıradan gibi görünen kişilerin, sıradanmış gibi yaşanan günlerin derinlerde bir yerlerde neleri barındırdığını ustalıkla anlatıyorsunuz.

Littera dergisindeki sizinle ilgili bir yazıda sizin romanlarınızda, güçlü bir gözleme dayanan sinematografik özelliklerden söz ediliyordu. Gerçekten de yazılarınızın her sayfasında, her sayfadaki satırların arasında fotoğrafların ve tabloların varlığı seziliyor. Böylece, sözcüklerin gücü ve resimlerin simgeselliği yoluyla bilincin uyarılışına da tanık oluyoruz.

Eserlerinizde insanın karanlık yönlerinin yanında insana özgü erdemleri de aynı doğallıkla anlatıyorsunuz. Albert Camus de Veba adlı romanında bunu vurguluyor ve diyor ki; «benim nefretim ölüme ve kötüyedir; bunu çok iyi biliyorsunuz ve isteseniz de istemeseniz de bunların acısını çekmek ve bunlarla başa çıkmakta iş birliği yapmamız gerekiyor.» Yazar aynı romanda daha sonra «İnsanda hayran kalınacak şeyler, küçümsenecek şeylerden çok daha fazladır.» diyerek insanın diğer yönünü de aynı açıklıkla dile getiriyor.

Sayın Germain, eserlerinizin Türkçeye çevrilmesi ve bu yolla sizin Türkiye’de tanınmanız bizim için büyük bir mutluluktur.

Sözlerimi, Mezunlar Derneğine, jüri üyelerine, bu ödülün her aşamasında katkıda bulunanlara, ayrıca TÜYAP’la birlikte bu ödülün tanınmasını sağlayan tüm yayınevlerine teşekkür ederek bitiriyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum.