Çevre Kulübü Permakültür Konferansındaydı...

RDÜRÜLEBİLİR YAŞAM

Sürdürülebilir Yaşam Sosyal Sorumluluk Projesi
Bill Mollison’un tanımına göre,

Permanence: Devam etmek, diretmek +Culture: İnsan ikameti ile ilgili olan, kültür =

Permaculture: İnsan ikametini diretmek; insan kültürünü devam ettirebilmek

Sürdürülebilir Yaşam Sosyal Sorumluluk Projesi kapsamında Çevre Kulübü öğrencileri danışman öğretmenleri Seval Erol ile birlikte 20 Aralık tarihinde Robert Kolej’de düzenlenen Permakültür konulu eğitim konferansına katıldı.
Konferans ; Permakültürün temelinde yatan sürdürülebilir yaşam felsefesi ve yöntemlerini Bursa Belentepe çiftliğinde uygulayan Taner Aksel tarafından verildi. Konferansa Robert Kolej, Notre Dame De Sion Fransız Lisesi, Saint Michel Fransız Lisesi, Saint Joseph Fransız Lisesi , Koç Lisesi, Mef Okulları, Marmara Eğitim Kurumları, Ayazağa Işık Lisesi, Eyüboğlu Lisesi , Enka ve Ted Okulları öğrenci ve danışman öğretmenleri katıldı.
Konferans sonunda katılımcı okullara Taner Aksel’in yazdığı ‘’KRİTİK EŞİK ‘’ kitabı ve öğrencilere yetiştirmesi için tohum hediye edildi.

Bolu Alpagut köyünde yapılacak çalışmalara zemin oluşturan konferansta öğrencilerimiz Taner Aksel’e Permakültür ile ilgili sorular sordular.

ZEYNEPZEN: Permakültürün temeli ve dayandığı ilkeler nelerdir?
TANER AKSEL:Temiz enerji, geri dönüşüm, kendi gıdanı yetiştirme, en zor toprağı bereketli kılma, çeşitlilik, paylaşma, yardımlaşma. Permakültür, bilinçli olarak, doğal ekosistemlerdeki gibi çeşitliliğe, denge ve dirence sahip ve tarımsal anlamda bereketli ekosistemler, yaşam alanları tasarlama ve sürdürebilme çalışmalarıdır.

LEVENT SAĞ:Permakültür için gerekli arazi şartları nelerdir?
TANER AKSEL: Permakültür için belirli bir arazi koşulu yoktur. Çölde, kutup alanlarında bile yapılabilir. Önemli olan Permakültür eğitimini iyi almış olmak. Araziyi okumayı iyi bilmek. Kaynakları iyi bilmek ve planlamasını düzgün yapabilmektir.

DAMLA TOKÖZ:Artık kullanılmayan ölü toprakları permakültürle kazanmamız mümkün müdür?
TANER AKSEL:Evet toprağın yeniden kazanılmasında bakterilerin etkisi müthiş. Biliyorsunuz bakteriler daha ekosistemler kurulmadan önce canlı hayatı için önemli rol oynadı.

BERKKEN:Siz Permakültürle nasıl tanıştınız?
TANER AKSEL: Mevcut fosil yakıt tabanlı tüketim toplumunun doğaya ve dünyaya vermekte olduğu zararları görünce ve bu gidişatın sürdürülemez olduğunu fark edip, ‘sürdürülebilir yaşam’ üzerine araştırmaya giriştim. Ayrıca Belentepe’de üzüm bağlarımız vardı. Yaşadığımız iklimsel değişiklik ile çok sayıda üzüm zarar gördü. Yaşadığım bu soruna çare ararken permakültürle tanıştım. 2010’da Bill Mollison’dan permakültür eğitimi alarak ‘Permakültür Tasarım Sertifikası’ sahibi oldum .Arazi elverişsiz hale gelince bu araziyi permakültür çalışmaları için kullanmaya başladım.

ZEYNEP UNCU: Sizce Dünya çapında bu sisteme gerekilen önemin verilememesinin nedeni ne olabilir?
TANER AKSEL: Kapitalist sistem, kontrol etme güdüsü. Çünkü kendi ürününü yetiştirmek sana sınırsız özgürlük sağlar. Bu istenmeyebilir.

LEVENT SAĞ: Permakültürün üretici ve tüketiciye sağladığı yararlar nelerdir?
TANER AKSEL: Permakültür üretimde sürekliliği, kaliteyi, doğallığı ve çeşitliliği sağlar. Mono tarıma karşı bir yöntemdir. Devasa mono tarımda çeşitli ilaç ve makinelerle tek bir ürün ekimi yapılır. Ekosistemde ufak bir bozulma bütün hasadı bozar. Permakültür birbirine bağlı, birbirine destek olan küçük tarım alanlarında yapılır. Böylece bir bitkide bir bozulma olsa bile diğer bitkiler ürün verecektir. İlaca ihtiyaç duyulmaz. Verimli bir üretim için gerekli olan dölleyici arı ve diğer böceklerin bölgede hazır bulunması garanti edilmiş olur. Az maliyetli, organik ve sağlıklı ürünler ortaya çıkar. Bu ürünler mineral ve vitamin bakımından zengindir. Toprağı besleyici bitkiler ekilir. Hayvanların gübrelerinden tarım alanları için yararlanılır. Toprağın dengesini bozmamak için çapalama yapılmaz. Permakültürde toprağın işlenmesinden kaçınılması yer solucanları gibi faydalı organizmaların yaşamını sağladığı gibi makinaların toprak üzerine bindirdiği ilave ağırlıkların baskısından toprağı korumuş olur.

ZEYNEP UNCU: Günümüzde tarım ilaçlarının bazıları ürünlere zarar veren canlılardan ürünü korumak için kullanılıyor. Peki permakültürde bu nasıl oluyor?
TANER AKSEL:Böcekleri uzak tutan bitkiler kullanılıyor. Mesela ısırgan otundan yapılan çözelti yaprak bitlerini uzak tutuyor. Kesinlikle kimyasal kullanılmıyor. Doğada bitkilere baktığımızda 7 katman var. Kardeş, destekleyici, gübreleyici, örtücü ve toprağı gevşetici. Permakültür de bu 7 kat daima dikkate alınır.

SENA SENNAROĞLU: Mesleğiniz inşaat mühendisliği permakültürle nasıl ilişkilendiriyorsunuz?
TANER AKSEL: Aslında mesleğim permakültür çalışmalarına destek olmuştur. Çiftliğimizde doğal yapılarımız var. Kubbe yapılar yapıyoruz. Jeodezik kubbeler depreme çok dayanıklıdır. Binayı masa ve ayakları gibi düşünün. Masayı ayakta tutan ayaklarıdır. Ne kadar çok olursa masa o kadar sağlam olacaktır. Modern yapı bilgisi ile atalardan gelen yapı bilgisini bu binalarda birleştiriyoruz. Yapıyı kerpiçle ve horasan harcı ile kaplıyoruz. Tamamen doğal, izolasyonu iyi ve inanılmaz akustiğe sahip binalar bunlar. Güneş ışığını kışın alan yazında dik almayan yöntemler uyguluyoruz. Güneş panelleri ve rüzgar türbinleri ile çiftlikte temiz enerjimizi sağlıyoruz.

ZEYNEPZEN: Permakültür çalışmaları ülkemizde ne zaman başladı? Ne kadar yaygın?
TANER AKSEL: 2010 yılında başladı. Şu an Türkiye’de yaklaşık 2000 eğitim almış kişi var. Öğrenme süreci hiç bitmiyor. Halen eğitim alan çok sayıda kişi bulunuyor. Permakültür aslında dünya çapında çok yaygın. Bozkırlar ve çöl alanları bu yöntemle yeşertilebiliyor. Afrika’da ve Çin’de bu çalışmalar yapılıyor.

ÖZGÜR NUHOĞLU: Permakültürün diğer tarım yöntemlerinden farkı nedir?
TANER AKSEL: Kendi kendini idare edebilen yöntemdir. Üretim sırasında az para ama çok emek ister. Mesela rüzgar nereden esiyor? Güneş nereden doğuyor? Güneş açıları nasıl? Bunları bilerek arazide ürün yetiştiriyorsunuz. Her şey araziyi ve iklimi iyi okuyorsanız kendiliğinden gerçekleşiyor. Permakültür ile bilinçli olarak bereketli ekosistemler tasarlamayı hedefliyoruz. Toprak zenginleştirme bunun önemli bir parçası. Baklagiller toprağı gübreliyor. Tek bir bitki ekmek yerine birbirine destek bitkiler ekiyoruz. Yağmur sularını , atık suları biriktirmek çok önemli. Geri dönüşüm filtreli dinlendirme havuzları yapıyoruz. Atık sular filtre edilerek göletlerde biriktiriliyor. Çatıdaki yağmur suları depolanıyor. Fıçı içinde biriktiriliyor. Arıtımında fıçı içine yerleştirilen çakıl taşları kullanılıyor. Ayrıca ağaçlar budandıktan sonra elde edilen odunlar öğütülerek elde edilen malç toprak üzerine örtülerek dikim yapılan alanda nem kaybı önleniyor. Kışın da toprağın donmasının önüne geçiliyor. Mutfak artıkları, bitki artıklarıyla yapılan kompost ile toprak verimi arttırılıyor.

SENA SENNAROĞLU: Çiftliğinizdeki çalışmalara nasıl başladınız? Çalışmalar hakkında bilgi verebilir misiniz?
TANER AKSEL: Permakültür prensiplerini uygulayarak önce İstanbul Beykoz’daki evimin bahçesini doğal yöntemlerle kendi gıdasını üreten verimli bir şekle dönüştürdüm. Ardından Bursa Uludağ’daki arazimde permakültür tasarımını gerçekleştirdim .Böylece Belentepe Permakültür Uygulama ve Doğal Yaşam Çiftliği Temmuz 2013’te faaliyete geçti. Amacımız kendimiz ve yakın çevremiz için doğal ve zengin içerikli gıdalar yetiştirmek , permakültür eğitim ve uygulamaları gerçekleştirmek (toprağı zenginleştirme, su tutma, temiz enerji, doğal yapı mimarisi, atıkların geri dönüşümü, gıda ormanı, doğal gübre ve ilaçlar, vb.), sürdürülebilir yaşama adım atmış ve adım atmak isteyen herkesle yardımlaşmaktır. Üniversite ve lise öğrencilerimizi çiftliğimizde ağırlıyoruz. Çocuk kamplarımız var. Bağ bozumu için İstanbul ve Ankara’dan çok sayıda insan çiftliğimize geliyor.

ECE YAYLA: Permakültürü nasıl yaygınlaştırabiliriz?
TANER AKSEL: Kitaplar, sosyal medya, bilgi teknolojileri sayesinde rahatça farkındalık sağlanabilir. Kendi balkonumuzda, bahçemizde, saksılarda permakültüre başlayabiliriz. Tasarrufu ve geri dönüşümü her alanda yapabiliriz. Okullarda konferanslar ile permakültür alanlarına geziler düzenlenebilir. Kurs sayıları arttırılabilir. Okullarda küçük permakültür bahçeleri oluşturabilirsiniz. Yetiştirilen ürünler okul yemekhanesinde kullanılabilir.

EMRE İSBİR: Dünyamızın ve Permakültürün geleceği hakkında ne düşünüyorsunuz?
TANER AKSEL: Modern hayat ve fosil yakıtların hızla tüketimi ve yaratılan sera etkisi nedeniyle sıcaklık sürekli artmaktadır ve iklimde istikrarsızlık yaşanmaktadır. 2008 de aşırı kuraklık vardı. 2009 da olmadı.2010 da gene aşırı kurak bir dönem yaşadık ve son 2014 kışı çok sıcak geçti. Endüstriyel tarımda ve hayvan çiftliklerinde de fosil yakıtlar kullanılıyor. Fosil yakıt tüketimi ile Dünya’da karbondioksit salınımı ve sıcaklıklar giderek artmaktadır. Türkiye de giderek kuraklaşmaktadır. Ben bunu çiftliğimde bizzat yaşıyorum. İnsan nüfusunun artışı büyük bir sıkıntı. Eğer kısıtlı kaynaklarınız var ise o ortamda sonsuza kadar çoğalamazsınız. Bunu fark ettiğimde Kritik Eşik adlı kitabı yazdım.Hepimiz problemin parçasıyız. Bu nedenle çözümde bizde. Permakültürün ana felsefelerinden birisi cevabın problemin içinde olduğunu bilmektir. Bu işler maalesef Dünya gündemin en alt sırasında yer alıyor. Oysa kriz yaşanırsa insanoğlu ne yapacak? Yaşam becerilerini kazanmak ve kendi kendine yetebilecek bir yaşam alanı oluşturmak açısından permakültürün giderek gelişeceği ve yaygınlaşacağı düşüncesindeyim. Belki daha farklı yöntemler çıkacak.
Ama şu an için en önemli yöntemlerden biri.