2011 NDS Edebiyat Ödülü Jüri Başkanı Sayın Tomris Alpay’ın Açılış Konuşması

Sayın Konsolos, sevgili Yalçın Tosun, Gaye Boralıoğlu, Değerli konuklar,

600 yıllık kültürel bir geçmişe dayanan,iki ülke arasındaki güçlü ilişkinin simgesi olan Fransız Sarayında, NDS edebiyat ödülleri töreni için 3. kez toplanmış bulunuyoruz. Hoş geldiniz.

NDS lisesinin sanat etkinlikleri arasında yer alan, kendi türünde bir ilki oluşturan Edebiyat Ödülü, bu yıl yönetmeliğe göre Türk yazarlara verildi.

Ödül Yönetmeliği Fransız Türk Kültür alışverişini ön plana aldığı için dönüşümlü uygulanacak, seneye Fransızca yazılmış, Türkçeye çevrilmiş bir eserin yazarına verilecektir.

9 üyeden oluşan jürimiz 2008 -2010 yılları arasında yayınlanmış çok sayıda eserle karşı karşıya kaldı. Bu eserler belirli bir sistemle okundu değerlendirildi. Elemeyi geçenler,derinlemesine jüri incelemesine alındı.
Olağan, yapıcı tartışmalar sonunda 2011 NDS edebiyat ödülüne iki yazar ve eserleri layık görüldü.

Bir yıl boyunca elimizde akıp giden kitap sayısı kadar yazarla baş başa kaldık, onların dünyalarına sızdık, her biri farklıydı.
Yazarı nasıl tanımlarız sorusu aklımıza takıldı. Bu konuda Ernest Hemingway yardımcı oldu. Hemingway’in yazar tanımlamasını sizlerle paylaşmak isterim.

“Yazar derin bir kuyuyla karşılaştırılabilir. Çeşit çeşit yazarlar olduğu gibi çeşit çeşit kuyular da vardır, önemli olan kuyuda iyi su olması. Düzenli olarak belli bir miktarda su çekmek kuyuyu aşırı kullanıp kurutmaktan daha iyidir. Kuyu ilham perinizin olduğu yerdir. Kimse özünün ne olduğunu bilmez bile, sizin de bir şeyden haberiniz yoktur. Pırıltıyı yakalayınca farkına varırsınız, yoksa gelene kadar beklemeniz gerekir.’’

Değerli misafirler,bir başka ünlü yazar Gabriel Garcia Marquez’in de bu konuda söyleyecekleri var.
“En güç şeylerden biri ilk paragraftır .’’diyor Marquez ve devam ediyor.’’İlk paragrafta aylar harcarım, bir kere onu halledince gerisi kolay geliyor. Kitabınızdaki bir çok sorunu ilk paragrafta çözüyorsunuz zaten. Teması,dili,tarzı,ortaya çıkmış oluyor. Bunun içindir ki kısa öykü kitabı yazmak roman yazmaktan çok daha zordur. Her kısa öykü için en başından başlamanız gerek.”

Jüri üyeleri olarak bizler de derin kuyusu olan iki yazara ödül vermeyi kararlaştırdık. Gabriel Garcia Marquez gibi düşünmüş olabilir miyiz ? Galiba evet.

16 kısa öyküsünde,anne, baba, kardeş ve arkadaş etrafında örülmüş,karşılıksız aşk,nefret,özlemler, tutkular, suçluluk ve tüm insancıl duyguları iğne oyası inceliğinde imgelerle dokuyarak bizlere ulaştıran Yalçın Tosun “Anne, Baba ve Diğer Ölümcül Şeyler” yapıtıyla 2011 NDS edebiyat ödülünü kazanmıştır.

Aksak Ritim romanında, Romanların renkli, hareketli, tutkulu, yaşamı, sefalete rağmen sönmeyen neşesi , kıvrak bir dille anlatılıyor, Güldane ve Halil’in tutkulu aşkı Yunus’un darbukası eşliğinde bir film şeridi gibi akıyor gözlerimizin önünde .
Gaye Boralıoğlu bu yapıtıyla Mansiyon kazanmıştır.

Öykü dalında yeni bir pencere açan Yalçın Tosun ve Gaye Boralıoğlu’nu Türk Edebiyatına yaptıkları katkıdan dolayı NDS Lisesi ve Jüri üyeleri adına kutlar, başarılarının devamını dilerim.
Değerli konuklar,
Edebiyat ödül yönetmeliğine göre 9 kişilik jürimizin görev süresi 3 yıl ile sınırlamış bulunmaktadır.
NDS Edebiyat ödülü projesinin ilk yıllarında görev almış olmaktan şahsım ve jüri üyesi arkadaşlarım adına gurur duyduğumu belirtmek isterim.

Yazgülü Aldoğan, Füsun Türkmen,Feyza Zaim, Mayda Saris,Özlem Yüzak, Saadet Özen, Ebru Erbaş, ve Nükhet Güz’e 3 yıl süreyle yaptıkları katkıdan dolayı gönülden teşekkürlerimi sunarım.
Ayrıca bizlere destek veren NDS Mezunlar derneği üyelerine de candan teşekkür ederim.
Herkesi saygıyla selamlar, iyi akşamlar dilerim.