Permakültüre Giriş Eğitimi 2

Çevre Kulübü 7-8 Mart tarihlerinde toplam 9 okulun öğrencileri ve öğretmenleri ile birlikte Robert Kolej’de yapılan 12 saatlik Permakültüre Giriş eğitiminin ikincisine katıldı. Eğitim, ülkemizde Permakültürün kurucularından olan Taner Aksel tarafından verildi. Kendisine çok teşekkür ediyoruz.

Permakültür bilgilerini Bolu Alpagut Köyünde hayata geçirecek olan okullar:

Robert Kolej-Saint Michel Fransız Lisesi-Mef Okulları-Marmara Eğitim Kurumları-TED Okulları-Eyüboğlu Lisesi-Koç Lisesi-Saint Joseph Fransız Lisesi-Notre Dame De Sion Fransız Lisesi
Küresel ısınma, iklim değişikliği ve bunun yol açtığı felaketler hakkındaki haberler her geçen gün artmaktadır.
Dünya nüfusundaki hızlı artış, hızlı şehirleşme, fosil yakıtların hızla tüketimi dünyamızı bir dönüm noktasına getirmiştir. Sadece küresel ısınma değil açlık da bugün hala dünyanın en önemli sorunlarından biridir.
Artık dünyamızın sınırlarını bilerek buna göre hareket etmemiz kaçınılmazdır.
Permakültür; karbon ayak izini en aza indirmek ve daha dengeli bir ekolojik yaşam kurmak amacıyla kurulan bir sistemdir. Ancak permakültürün içine girdiğinizde dünya görüşümüz ve davranışlarımız kökten değişebilir.
Permakültür, doğanın tüm sistemleri ile derin bağlar kurmamızın ve bunu günlük hayatımızda uygulayabilmemizin bir yoludur. Önce doğadaki her şey gözlemlenir ve doğa taklit edilerek tasarımlar yapılır. Tasarlanan sistemler mümkün olduğunca uzun ömürlü olmalıdır. Doğayla birlikte çalışılır. Doğaya karşı çalışılmaz.

Permakültür Etiği
1.Dünyada geri kalmış doğal sistemlerin mevcut halleri ile koruma altına alınması ve korunması
2.Bozulmuş sistemleri rehabilitasyonu, dengeli ve sürdürülebilir hale getirilmesi
3.Yaşamımız için gerekli gıdayı sağlayacak gıda ormanlarının mümkün olan en az arazi kullanılarak kurulması
4. Nadir ve nesli tükenmekte olan hayvan ve bitkiler için doğal koruma alanları oluşturulması yer almaktadır.

Taner Aksel KRİTİK EŞİK kitabından alınmıştır.

Sürdürülebilir Tarım ile İlgili Belgesel:
Halkın Gücü: Küba Petrol Krizini Nasıl Aştı?

1990 yılında Sovyetler Birliği’nin dağılması ile ekonomik buhran yaşayan Küba’da petrol ithalatı yarı yarıya inince ilk ve önemli sorun beslenme oluyor. Traktör kullanılamıyor. Tarlalar işlenemiyor. Kırsal alanda yetiştirilen ürünler şehirlere taşınamıyor. Elektrik kesintileri ve buzdolabındaki yiyeceklerin bozulması. Açlık ve kıtlık....Böylece beslenme sorununa çözüm bulabilmek için halk bulabildiği her boş alanda tarım yapmaya başlıyor. Kimyasal gübre ile ölmüş toprağı evsel artıklarla kompost yaparak verimli hale getiriyor. Üretilen organik gübre zamanla diğer Latin ülkelerine satılıyor. Toprak insan ve hayvan gücü ile işleniyor. Farklı ürünleri bir arada ekmeleri farklı canlı türlerine yaşam imkanı sağlıyor. Küba ekonomik krizi sürdürülebilir tarım ile aşabiliyor.
Böyle bir sorunla bir gün bizlerde karşılaşabiliriz.