Jüri Başkanı Tomris Alpay’ın Konuşması-14 Mayıs

JÜRİ BAŞKANI TOMRİS ALPAYIN KONUŞMASI

Sayın Büyükelçi, Sayın konsolos,değerli misafirler, sanat dostları,

Bu akşam NDS lisesinin 1856 yılında 11 rahibe ile başlattığı eğitim yolculuğunun değişik bir aşamasına şahitlik edeceğiz.

NDS lisesi 150 yılı aşan bu sürede , toplum,sanat, siyasi hayatta Fransız dili, edebiyatı ve kültürüyle önemli bir iz bırakmıştır.

Fransız –Türk kültürel işbirliğinin taşlarını yerleştiren NDS lisesi bu yıl kurumsallaştırdığı edebiyat ödülüyle de bu birliğe yeni bir boyut getiriyor.

NDS edebiyat ödülü Türk edebiyatı ile Türkçeyi seven frankofon yazarlar arasında bir gelenek oluşturmayı amaçlıyor.
Dönüşümlü olarak bir yıl Türkçe yazan Türk bir yazarın eserine , diğer yıl Fransızca yazan ve Türkçeye çevrilen Türk ya da yabancı bir yazarın eserine verilecektir.

İlk ödülümüz bu yıl Fransa da kutlanan ‘Türk Mevsimi’ aktivitesiyle eşzamanlıdır.2010 yılındaki ödülümüz ise İstanbul, Avrupa kültür başkenti sanatsal etkinlikleriyle paralellik gösterecektir.

Değerli felsefe ,mantık öğretmenimiz Yani Anastiadis’in aklımın köşesinde , her an benimle olan bir önerisini bu gece sizlerle paylaşmak istiyorum.
Öğrendiklerinizi, tarih, matematik, edebiyat, coğrafya ne olursa olsun, beyninizde kutularda saklamayın. Bütün kapakları açın bırakın bu bilgiler özgürce dolaşsın, birbirleriyle kaynaşsın ve kültür köprüleri kursun.
NDS edebiyat ödülüyle kurulan kültür köprüsü gibi.

Davetiyedeki tarihlerden göreceğiniz gibi NDS edebiyat ödülü jürisi 9 üyesi, 30 yılı içine alan bir zaman dilimine dağılmış bulunmaktayız.1900 lü yılların ikinci yarısında sosyo kültürel açıdan anlamlı ,uzun bir süreçtir.
Eylül 2008 de toplandığımızda,NDS lisesinin bizlerle verdiği ortak kültürel donanım sayesinde yüzlerce kitabı değerlendirdik.Tartışmalarımız oldu. Ama görüşlerimizin hep aynı noktada odaklandığını kıvançla gördük, okulumuzla bir kez daha onur duyduk.

2009 yılının mart ayına gelindiğinde,bu gece ödüllendireceğimiz iki eseri 250 yapıtın içinden seçmiştik.
Kalenderiye zaman üzerine kurulu 3 ayrı dönemde geçen kurgu ve diliyle öne çıkan bir eser.
Gürsel Korat ,(bir yer vardır,zaman orada döngel eyler durur) diye yazarken eserin ruhu zamanı tanımlar.
Kalenderin sözlük anlamı da: zamanı gösterendir.
Ayrıca kalender Anadolu dervişlerine verilen addır.
Gürsel Korat, Anadolu ‘nun göbeğinde Kapadokya da gelişen olaylar , onların kahramanları ve değişik kimlikleriyle bizleri efsunlu bir yolculuğa çıkardı.

Ayşegül Çelik ise, yazılmayı bekleyen hikayelerin peşinde koşarken Şehper’i kimsenin geçmediği bulutlu patikalarda, Gülmisal’i açmaya yeltenen çiçeklerde Suna’yı içine yuvarlandığı uykuda , Mme Lena’yı denizin kumsala değdiği yerde yakaladı, hayatı da lunaparktaki dönme dolapta.Şehper Dehlizdeki kuş bizleri kadınların gizli dünyalarına kuş kanadında taşıdı.
Bu gece huzurlarınızda Gürsel Korat ve Ayşegül Çelik e bu güzel eserleri edebiyatımıza kazandırdıkları için teşekkür ederim.
Ayrıca jüride görev alan arkadaşlarıma gönülden teşekkürü bir borç biliyorum.

NDS lisesinin kültürel işbirliği sadece edebiyatla sınırlı değil.
Her hafta okul kompleksindeki konser salonunda tangodan klasik batı ve Türk müziğine uzanan geniş bir yelpazede konserler veriliyor.Ayrıca lise girişinde yer alan sergi salonu görsel sanatlara ev sahipliği yapıyor.
Bu sanatsal etkinliklerin lise öğrencileri ve topluma yönelik olumlu etkileri zaman içinde daha da belirgin hale gelecek,
NDS lisesinin kurduğu kültür köprüsü genç nesillere ışıklı bir yol açacaktır.
Sizlere keyifli bir akşam dilerken sözlerimi tanınmış Fransız yazar Edmond Rostand ‘ın Cyrano de Bergerac adlı yapıtından dizelerle bitirmek istiyorum. Bu ölümsüz esere yazarından sonra yaptığı olağanüstü çeviriyle Türk dilinde bir kez daha can veren Sabri Esat Siyavuşgil ‘i de anmadan geçemeyeceğim.

Kalemine sarılmak ve ancak duya duya
Yazmak,sonra da gayet tevazula kendine:
Çocuğum! demek,bütün bunları hoş gör yine,
Hoş gör bu çiçekleri,hatta bu kuru dalı,
Bunlar yabanın değil,kendi bahçenin malı!
Varsın küçücük olsun fütuhatın, fakat bil,
Onu fetheden sensin, yoksa başkası değil.
Ara hakkını hatta kendi nefsinden bile.
Velhasıl bir tufeyli sarmaşık zilletiyle
Tırmanma! Varsın boyun olmasın söğüt kadar,
Bulutlara çıkmazsa yaprakların ne zarar?
Kavaklar sıra sıra dikilse de karşına
Boy ver, dayanmaksızın, yalnız ve tek başına.