2013 NDS Edebiyat Ödülünü alan Murat Gülsoy’un Konuşması

Sayın Başkonsolos,
Değerli Konuklar,

2013 Yılı Notre Dame de Sion Edebiyat Ödülü Baba Oğul ve Kutsal Roman adlı kitabıma verildiği için çok mutluyum. Bu değerli ödülü vermeyi kararlaştıran jüri üyelerine çok teşekkür ederim. Ayrıca kitabın yazım sürecindeki desteğinden dolayı sevgili yol arkadaşım Nazlı Ökten’e ve eleştirilerini esirgemeyen yazar dostum Ayfer Tunç’a da teşekkür ederim.

Aydınlanma ile birlikte insanlık yeni bir teslisle tanıştı, Fransız devriminin Özgürlük, Eşitlik ve Kardeşlik kavramları modernitenin düsturu oldu. Modernlik öncesinde işaret edilen tek kitap yerini edebiyatın çok sesliliğine bıraktı. Roman sanatı da modern bireyin ruhsal araştırmalarının gayrı resmi kaydını oluşturdu. İnsan kendini ve ötekini edebiyatın aynasında görmeyi umdu. Geçtiğimiz yüzyıllardan bizde kalan işte bu rüyadır.

Ancak şimdi çok farklı bir zamanda yaşıyoruz. Adını koyduğumuz an ölüp, küllerinden doğan postmodern çağın yüzeyinden akıp gidiyoruz. İroninin, tekinsizliğin, karmaşanın, derinlik sarhoşluğunun popüler kültürün sınırlarının dışına sürüldüğü; ancak basitliğiyle güven veren ve hızlı tüketilebilen edebiyatın –ki adına edebiyat denilebilirse- var olabildiği en vahşi dönemde yaşıyoruz. Deliler Irmağı adlı hikayede olduğu gibi: Kral her ne kadar yasaklasa da insanlar delirten ırmağın suyundan içerler. Git gide bir avuç kalan saray çevresi de sudan içince kralın tek seçeneği kalır, ya o sudan içecek ve herkes gibi olacaktır ya da delilerin arasında tek aklı başında insan olarak kalmaya direnecektir. O zaman da sonu malumdur. Yazarken, aklı seçmekte direnmenin, cemaatten kopmanın delilik olduğunu anlatan bu hikayenin kahramanı gibi hissediyorum çoğu zaman. Ama yanılmışım diyorum şimdi, işte burada toplandık ve edebiyattan söz ediyoruz. Her şeye ve herkese rağmen... Burada olduğunuz için çok teşekkür ederim.